Namazda Neler Diyoruz?

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük ve lâ ilâhe ğayrük." Anlamı: Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.

"Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim" Anlamı: Lanetlenmiş kovulmuş şeytanın şerrinden alemlerin Rabbı olan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile

"Elhamdu lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel mustakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn." Anlamı: Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü'nün sahibi olan Allah'a mahsustur. (Allahım!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir.

"Era'eytellezî yukezzibu biddîn. Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm. Ve lâ yehuddu alâ ta'âmilmiskîn. Feveylun lilmusallîn. Ellezîne hum an salâtihim sâhûn. Ellezîne hum yurâûne. Ve yemne'ûnelmâ'ûn." Anlamı: (Ey Muhammed!) Dini yalan sayanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur. Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gâfildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Onlar basit şeyleri (ödünç) dahi vermezler.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.


"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Semiallahulimen hamideh" Anlamı: Allah kendisine hamd edenleri işitti.

"Rabbena leke'l-hamd" Anlamı: Ey Rabbımız! Her çeşit hamd ancak sanadır.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.


"Bismillahirrahmanirrahim" Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile.

"Elhamdu lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel mustakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn." Anlamı: Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü'nün sahibi olan Allah'a mahsustur. (Allahım!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir.

"İzâ câe nasrullahi velfeth. Ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh. İnnehû kâne tevvâbâ." Anlamı: (Ey Muhammed!) Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiyel Azim" Anlamı: Ey büyük Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Semiallahulimen hamideh" Anlamı: Allah kendisine hamd edenleri işitti.

"Rabbena leke'l-hamd" Anlamı: Ey Rabbımız! Her çeşit hamd ancak sanadır.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Subhane Rabbiye'l-ala" Anlamı: Ey Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.

"Allahu Ekber" Anlamı: Allah en büyüktür.

"Ettehiyyâtu lillâhi vessalevâtu vettayibât. Esselâmu aleyke eyyuhen-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuhu. Esselâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve Rasuluh." Anlamı: Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidun mecîd." Anlamı: Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim'e ve İbrahim'in ailesine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.

"Allâhumme barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ barekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidun mecîd" Anlamı: Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine hayır ve bereket ver. İbrahim'e ve İbrahim'in ailesine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.

"Rabbenâ âtina fid'dunyâ haseneten ve fil'âhirati haseneten ve kınâ azâbennâr." Anlamı: Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.

"Esselamu aleykum ve rahmetullah" Anlamı: Allah'ın selamı üzerinize olsun

"Esselamu aleykum ve rahmetullah" Anlamı: Allah'ın selamı üzerinize olsun

"Allahumme ente's-selamu ve minke's-selam tebarek-te ya-zel celali vel ikram" Anlamı: Allah'ım! Sen kurtuluş merciisin. Esenlik ve güvenlik sendedir. Ey Azamet ve Kerem sahibi Allah'ım! Senin şanın çok yücedir.

Not: Zammı Sureler örnek olarak verilmiştir.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Mümin Bilerek Günah İşler mi?

Bismillahirrahmanirrahim... 

Ali İmran-135 "O takvâ sahipleri, çirkin bir iş yaptıkları, yahut bir günahla nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Zaten Allah'tan başka günahları bağışlayacak kim var? Onlar, işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler."

Nisa-17 "Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Enam-54 "Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle: Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder, kendini düzeltirse, muhakkak ki O, bağışlayan, esirgeyendir."

Ankebut-47 "...Ayetlerimizi ancak kâfirler bile bile inkâr eder."

Ankebut-49 "Hayır, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder." 

Fussilet-28 " İşte Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezası olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Resulullah (asm) buyurdular ki:
"Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü'min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü'min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü'min olduğu hâlde içki içmez; insanların, onun yüzünden gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mü'min olarak yağmalamaz." [Buhari, Mezalim 30, Eşribe 1, Hudud 1, 20; Müslim, İman 100, (57); Ebu Davud, Sünnet 16, (4689); Tirmizi, İman 11, (2627); Nesai, Sarık 1, (8, 64)]

Yine Resulullah (asm) buyurdular ki:

"Kişi zina edince iman ondan çıkar ve başının üstünde bir bulut gibi muallak durur. Zinadan çıkınca iman adama geri döner."

(Tirmizi, şu ziyadede bulunmuştur: "Ebu Cafer el-Bakır Muhammed İbnu Ali'nin: "Bunda imandan çıkıp İslam'a geçiş vardır." dediği rivayet edilmiştir.") [Ebu Davud, Sünnet 16, (4690); Tirmizi, İman 11, (2627)]

OKU

Sonra Tövbe Ederim Diyen Helak Olur

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (161-162) "(Âyetlerimizi) inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların lâneti onların üzerinedir.Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır."

Bakara-217 "...Sizden her kim dininden döner de kafir olarak ölürse, onların yaptığı ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar Cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedi kalacaklardır."

Ali İmran-91 "Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur."

Nisa (17-18) "Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, câhillikle bir kötülük yapıp hemen ardından dönerler. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. Yoksa sürekli kötülük yapıp dururken ölümün eşiğine gelince «Şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tevbesi geçerli değildir. Biz böyleleri için acı bir azap hazırladık."

Enam-158 "Onlar kendilerine meleklerin yahut Rabbinin veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı ayetlerinin geldiği gün, önceden iman etmemiş veya imanıyla bir iyilik kazanmamış kimseye artık iman etmesinin bir yararı olmayacaktır. De ki: Bekleyin, biz de beklemekteyiz."

Taha-74 "Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de yaşar."

Zumer (53-55) "De ki: Ey nefisleri aleyhine haddini aşmış olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Hiç kuşkusuz, O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azap gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve O'na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız. Hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın gelip çatmadan önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun!"

Muhammed-34 "Şüphesiz ki, inkâr edip, Allah yolundan saptıran, sonra da kâfir olarak ölenlere gelince Allah onları asla bağışlamayacaktır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU