
Allah(c.c) lütufta bulunarak her şeyi yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri, belli sebeplerle yaratmayı diledi. İmtihanın gereği olarak İşlerini sebeplerin altına gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı. Allah(c.c) işlerini sebeplerle yaratmamış olsaydı, kimse kimseye muhtaç olmazdı. Herkes, her şeyi Allah(c.c) dan ister, hiçbir şeye başvurmazdı. Böyle olunca, insanlar arasında, amir, memur, işçi, sanatkar, talebe, hoca ve nice insanlık bağları kalmaz, dünya ve ahiretin düzeni bozulurdu. Güzel ile çirkin, iyi ile kötü ve itaatkar ile asi arasında fark kalmazdı.
En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
Hayır ve Şerrin Allah(c.c)'tan Olduğuna Dair Bazı Ayetler
Bismillahirrahmanirrahim.
Nisa (78-79) "Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse: 'Bu Allah'tandır' derler, bir kötülüğe uğrarlarsa 'Bu, senin tarafındandır' derler. De ki: 'Hepsi Allah'tandır'. Bunlara ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar?
Yunus-11 "Eğer Allah, insanlara onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakırız."
Furkan-2 "Herşeyi bir ölçü ile yaratıp kaderini belirleyen de Odur."
Kasas-68 "Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir."
Saffat-96 "Halbuki sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Yüce Allah’tır."
Zumer-62 "Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir."
Kamer-49 "Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir kader ile yarattık."
Hadid-22 "Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır."
İnsan-30 "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Doğrusu Allah, bilendir, Hakim'dir."
Tekvir-29 "Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz."
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
Zaman ve mekandan münezzeh olan Allah(c.c) Katında geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir; Hayatımızı bir film şeridi olarak düşünürsek, tıpkı zaman boyutunda olduğumuz gibi şeridin içindeki film karelerine hapsolmuş oluruz; Bu durumda her kareyi yaşayıp, kaderimize tanık olmadan şeridin ilerisini görme gibi imkanımız hiçbir zaman olmayacaktır. Oysa Allah(c.c), dünya ve ahiret hayatımızın tamamını aynı anda görür ve bilir. Bundan dolayı Kur’an’da gelecek zamanla ilgili bazı olaylar, kıssalar, cennet, cehennemle ilgili bazı ayetler şimdiki bazen de geçmiş zaman kipiyle anlatılır. Bundan da anlıyoruz ki İnsanın kaderi yalnız dünya hayatını değil, ahiret hayatını da içermektedir.
Allah(c.c)'ın sonsuz "hıfzı"nda, milyarlarca insanla birlikte tüm canlıların, bitkilerin, eşyaların... kısacası yaratılmış olan tüm mevcudatın kaderlerinde yazılı olaylar da hiç eksilmeden veya kaybolmadan durmaktadır. Kader gerçeği, Allah'ın Hafız (muhafaza eden, koruyan) sıfatının, sonsuz gücünün, kudretinin ve büyüklüğünün tecellilerinden biridir.
Ebu'l-Abbas Abdullah b. Abbas(ra)'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Bir gün Peygamber(sav)'in terkisinde idim. Bana:
"Evlât, sana birkaç kelime öğreteyim: Allah' (ın emir ve yasaklarını) gözet ki, Allahda seni korusun. Allah'ı gözet ki onu karşında bulasın. Bir şey istediğinde Allah'dan iste. Yardım istediğinde Allah'dan yardım dile. Şunu iyi bil ki ümmetin tamamı sana fayda vermek için toplansalar Allah'ın yazdığından başka bir şeyle fayda veremezler. Yine eğer sana zarar vermek için toplansalar, Allah'ın sana yazdığı zarardan başka bir şeyle zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış (işleri bitmiş), sahifeler kurumuştur (yazılar tamamlanmıştır.)" dedi. (Tirmizi)
İnsanlarda cüz'i iradenin bulunduğuna işaret eden bazı ayetler:
Bismillahirrahmanirrahim
Ali İmran-162 "Bu (azab), ellerinizin işlediği (günahlar) yüzündendir; yoksa muhakkak ki Allah, kullar(ın)a zulümkâr değildir"
En'am-148 "Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: «Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.»"
Kehf-29 "De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin...”
Saffat-96 "Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır."
Şura-30 "Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder."
İnsan (2-3) Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz.Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör.
Şems (7-10) "Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene, Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki, Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir, Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir."
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
Allah(c.c), cüzi iradelerini nasıl kullanacaklarını önceden bildiği için, kullarının iradi ve istekli işlerinin de kader olması kulların irade ve ihtiyar sahibi olmalarına mani değildir. Sonsuz küçüklükte bir yaratılma anı içinde zaman boyutunun esiri olarak yaşayan insan, hayatı uzunmuş gibi algılar. Bu nedenle insan aklının bu tür gaybi konuları idrak etmesi zordur. İman ile ilgili bu tür konular daima zaman ve mekandan münezzeh olan Cenabı Allah(c.c)'ın Sıfatları ışığında tahlil edilmelidir.
Kuran'da söylenen sözün yerine göre, bazen Allah(c.c)’ın külli iradesine, bazen de insanın cüzi iradesine vurgu yapılmaktadır. Cüzi iradenin söz konusu edildiği yerde, külli irade de orada zımnen bulunduğu gibi, külli iradenin vurgulandığı yerde de cüzi irade zımnen vardır. Örneğin Allah(c.c), hidayet ve dalaletin; hayır ve şerrin ancak Allah(c.c)’ın yaratmasıyla mümkün olabileceğini vurgulamak üzere mealen şöyle buyurmuştur: "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır" (Bakara, 2/7). Bu ayette Allah(c.c)’ın külli iradesine açıkça vurgu yapılmıştır.
Buna mukabil, insanların cüzi iradelerinin ön plana çıkartılması gereken yerde ise, Allah(c.c)’ın külli iradesi zımnen vardır. Örneğin Allah(c.c), Kuran'ın hak ve hakikati öğreten bir kitap olduğunu hatırlattıktan sonra, elçisinin tebliğden başka bir sorumluluğunun olmadığını vurgulamak üzere mealen şöyle buyurmuştur: "De ki: İşte Rabbiniz tarafından gelen gerçek. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin" (Kehf, 18/29). Halbuki, Allah(c.c) dilemedikçe hiç kimse, kendi başına, ona rağmen bir iş yapamaz. İnsan, küfür veya iman ister, Allah(c.c) da onları yaratır. İşte burada ise, ilk örneğin aksine Allah(c.c)’ın külli iradesine açıkça vurgu yapılmamıştır.
En'am-148 nci ayette müşrikler Allah’ın dilemesiyle şirk koştuklarını söylemektedirler. Oysa Allah Kuran ile müşriklerin kullandığı bu mantığın hatalı ve çelişkili olduğunu bizlere bildirmektedir. Konuyla ilgili ayetlerin tümüne bakıldığında özgür irade sistemine dayanan bir sistemin olduğu görülecektir.
Şems (7-8) Tefsiri: ...“Allah Teâlâ’nın insanın fıtratına doğru ve yanlışı, iyilik ve kötülüğü, günah ve sevabı bilme, tanıma, ayırt etme, birini veya diğerini seçip yapma gücü ve özgürlüğü vermesi”; dolayısıyla “insanın her türlü deney ve öğrenimden önce, apriorik(insan aklında varlığı kabul edilen bilgi ve düşünce) olarak bu yeteneklerle donanmış bulunması” şeklinde açıklanabilir. Böylece Kur’an’ın insan anlayışının bir özeti sayılabilecek olan 7-8. âyetler, insanın ahlâkî bakımdan çift kutuplu bir varlık olduğunu, iyilik veya kötülük yollarından dilediğini seçebilecek bir tabiatta yaratıldığını ve onun kurtuluş veya mahvoluşunun bu seçime bağlı bulunduğunu göstermektedir.(Diy.İşl.Bşk.Lığı Tefsiri)
En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
OKU